1. Yasal Gerekçeler

a. TSK Disiplin Kanununun 20. Maddesi aşağıdadır.

“Madde 20 – (1) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler şunlardır:
a) Aşırı borçlanmak ve borçlarını ödeyememek: …………
b) Ahlaki zayıflık: Görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olmak veya Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmaktır.
c) Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır.
ç) Gizli bilgileri açıklamak: ……….
d) İdeolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere karışmak: …………
e) Uzun süreli firar etmek: Geçerli bir mazereti olmaksızın kesintisiz olarak bir yıldan fazla süre ile izin süresini geçirmek veya firar halinde bulunmaktır.
f) Disiplinsizliği alışkanlık haline getirmek: ………..
g) İffetsiz bir kimse ile evlenmek veya böyle bir kimse ile yaşamak: İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmektir.
ğ) Gayri tabii mukarenette bulunmak: …………… “

b. TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin her askerde bulunması gereken değerleri manevi hususları belirleyen 86. Maddesi ise aşağıdadır.

“Madde 86 – Asker, kendisinden beklenen vazifeleri hakkıyle yapabilmek için yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır.
Her askerde bulunması lazımgelen ahlaki ve manevi vasıflar şunlardır:
a) Cumhuriyete, Yurda ve Millete karşı sevgi ve bağlılık,
b) İtaat : ……….
c) (Değişik bend: 07/09/1999 – 23809 s. R.G.) Sebat ve mukavemet :
d) Cesaret ve şecaat : ……….
e) Canını esirgememek : ………..
f) Harbe hazırlık : ………..
g) İyi geçinmek : …………
h) İyi ahlak sahibi olmak : Askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan borçtan ve kumardan, dolandırıcılıktan, ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar; namusu, lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker. Asker bunlar gibi yalnız kabahat ve cinayetlerden değil, aynı zamanda dine hürmetsizlikten, iki yüzlülükten, göz boyamaktan, şahsi arzu ve isteklerin temini peşinde koşmaktan, dalkavukluktan, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini beğenmekten, şöhret için iyi sayılmıyacak derecede hırs göstermekten, nefsini koruyup çekinmelidir.
Her ne kadar beğenilmek, sözle okşanmak, maddi mükafat görmek onur ve şan kazanmak arzusu her askerin kalbinde yer tutmalı ise de bunları doğruluktan şaşmayan haklı bir çalışma ile elde etmek mertlik ve namus iktizasıdır.
i) Sır saklamak : ……….
j) Emel ve fikir birliği : ……….
k) Birbirine yardım …………
l) Tavır ve hareket ……………
m) İntizam severlik : ………
n) Başka milletten askerle bir arada bulunduğu zaman onlarla iyi geçinmek ve yüksek değerini onlara da tanıtacak bir silah arkadaşlığı yapmak her Türk askerinin vazifesidir. “

2.TSK Disiplin Kanununda düzenlenen TSK’dan ayırma disiplin cezası uygulanırken aşağıdaki hususların dikkate alınması gerektiğini değerlendirmekteyiz.

a.TSK Disiplin Kanununun 20 maddesinde belirlenen TSK’dan ayırma disiplin yaptırımının işlevinin kurumun düzenini sağlama, kurumun saygınlığını korumak, caydırıcılık ve temizleme işlevi olduğu söylenebilir. TSK’dan ayırma disiplin cezasının amacı kişileri cezalandırmak değildir. Ayırma disiplin cezası ile memurun görevindeki başarı ya da başarısızlığı değil kurum düzeninin sağlanması amaçlanmaktadır. TSK’nın kurumsal yapısının kabul ettiği ve vazgeçemeyeceği, ayrıca toplumun da üzerinde genelde mutabık kaldığı değerleri vardır. Bu değerler İç Hizmet Yönetmeliğinin 86.maddesinde her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflar şeklinde tanımlanmıştır. Bu değerlerin her asker personelde bulunması gerektiğine inanılır. Bu değerlerle uyumlu olmayan davranış gösteren personel TSK’dan ayırma disiplin cezası ile cezalandırılmaktadır.

b. TSK’dan ayırma disiplin cezası sonucunda TSK çıkardığı memurun yerine yenisini atayabilmekteyse de, çoğu zaman yetişmiş ve tecrübeli bir personelini kaybetmektedir. Personelin eğitim ve yetişmesi için uzun bir zamanda harcandığında idare açısından da bu durum kayba sebep olmaktadır. TSK bu kişiye kısmen değil de tamamen tahammül edemeyecek durumdaysa bu kişiye TSK’dan ayırma disiplin cezası uygulanmasının gerektiğini düşünmekteyiz. Bu yaptırım son çare olmalı, bu yaptırımdan önce ıslaha yönelik diğer disiplin cezaları ve tedbirler tüketilmiş olmalıdır. Bütün bunlara rağmen ıslah olmayan asker personel için bu disiplin cezasının uygulanmasının ölçülü ve adil olacağını değerlendirmekteyiz.

c.TSK’dan çıkarılan personel bu statünün kendisine sağladığı sosyal ve ekonomik olanaklardan mahrum kalmaktadır. Mesleki yaşamının tamamını askerlik hizmetini görmeye adamış ve bu mesleğin kendisine sağladığı düzenli gelir dışında başka bir geliri olmayan, istisnalar dışında meslekten ayrıldığında yapabilecek profesyonel bir mesleği de bulunmayan personelin için ayırma disiplin cezasının sonuçları çok ağır olacaktır. Ayırma disiplin cezası neticesinde müvekkilin temel hak ve özgürlükleri dolaylı da olsa etkileneceği şüphesizdir. İşsizlik sorunu bulunan ve asgari yaşam standartları düşük olan ülkemizde bu tür disiplin cezasının sonuçlarının çok ağır olacağı muhakkaktır. Ayırma cezası niteliği itibariyle istisnai bir disiplin cezası olarak kabul edilmelidir.

d.TSK’dan ayırma disiplin cezası sonucunda TSK çıkardığı memurun yerine yenisini atayabilmekteyse de, çoğu zaman tecrübeli bir personelini kaybetmektedir. TSK bu kişiye kısmen değil de tamamen tahammül edemeyecek durumdaysa bu kişiye TSK’dan çıkarma disiplin cezası uygulanmalıdır.

3. Kavram Kriterleri Problemi

Yukarıda bahsedilen kriterler ve özellikle TSK’dan ayırma disiplin cezasının son çare olarak verilmesi gereken bir ceza olduğu dikkate alındığında, TSK Disiplin Kanunun 20.Maddesinde belirtilen hallerin var olup, olmadığının tespitinde kavramaların ve kavramalara verilecek anlamların önemi daha da fazla anlaşılmaktadır. Ayrıca bir kavramı herkes bildiğini zannederken o kavrama kendince ayrı bir anlam yüklerse ( o kavramın herkes tarafından uzlaşılmış bir anlamı yoksa) o kavram kolaylıkla manipüle edilerek istenilen yönde kullanılabilecek bir kavram haline gelecektir. Ahlaksızlık kavramı da bu kapsamda değerlendirilebilecek kavramlardan birisidir. Zira 20. maddede belirtilen kavramların içeriğini belirlemek için elde yeterince açık ve herkesin üzerinde mutabık kalacakları kriterlerin mevcut olmadığı, özellikle TSK Disiplin Kanunun yeni bir kanun olması sebebiyle bu konuda yeterince yargı kararı ve içtihat mevcut olmadığı da bir gerçektir. Özellikle ahlaki zayıflık kavramı içerinde belirtilen ‘’Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmak’’ eyleminin sınırları çizilirken hangi tür eylemlerin TSK’nın itibarını bozacağı hususunda elde bir kriter olması, kriter yok ise her tek olayın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

a. TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin 86. Maddesinde ise iyi ahlak sahibi olmak ‘’Askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan borçtan ve kumardan, dolandırıcılıktan, ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar; namusu, lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker. Asker bunlar gibi yalnız kabahat ve cinayetlerden değil, aynı zamanda dine hürmetsizlikten, iki yüzlülükten, göz boyamaktan, şahsi arzu ve isteklerin temini peşinde koşmaktan, dalkavukluktan, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini beğenmekten, şöhret için iyi sayılmıyacak derecede hırs göstermekten, nefsini koruyup çekinmelidir.’’şeklinde tanımlanmıştır.

b. Ahlak kuralları insanlar arasındaki ilişkide kişilerin uymaları beklenen –talep edilen- davranışlardır. Bu anlamıyla ahlak belli bir grupta iyi yada kötü sayılan davranışlardır. Bu yönüyle ahlak değer yargıları sistemi olarak karşımıza çıkar. Bu anlamda ahlak aynı eylemin farklı ahlaklar açısından hem iyi hem de kötü olarak nitelendirildiği, gruptan gruba ve zamandan zamana farklılık gösterdiği görülmektedir. Bu ahlak anlayışında bir eylemin ahlaki olup olmadığını değerlendirirken başvurulan krıter değer yargılarıdır. Değer yargıları bir eylemin değerlendirilmesinde ezbere değerlendirmelere yol açtığı için doğru değerlendirme yapmayı engelleyebilmektedir.. En basit şekliyle ahlak kurallarına bakıldığında bunların bir gerekliliği dile getirdiği görülmektedir. Yalan söylememek gerekir, yardımlaşmak gerekir vbg. ‘’ neden ……….yapmak gerekir? diye sorduğumuzda bu soruya verilecek cevap tarihsel koşulardan kaynaklanan iki farklı kaynaktan, birisi deney (değer yargıları) , diğeri de insanın değerinin bilgisi olduğu görülmektedir. Eğer doğru değerlendirme yapılarak insanın değerinin bilgisi kılavuz alınarak bir eylemin ahlaka uygun olup olmadığı dikkate alınacak olursa, yapılacak doğru değerlendirme sonrasında eylemin ahlaka uygun olup olmadığı tespit edilebilecektir. (Prof. Dr. İonna Kuçuradi Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı, Uludağ Konuşmaları Özgürlük, Ahlak Ve Kültür Kavramları Sayfa 20 ve devamı)

c. Ahlaka aykırı davranışlar ve TSK’nın itibarını bozan davranışların neler olduğunu tespit edilirken her somut olay ayrı ayrı değerlendirilerek, yukarıda sunulan krıterler kapsamında yapılacak tespitler neticesinde kamu yararı kişi yararı arasındaki denge gözetilerek TSK’dan ayırma disiplin cezası verilmesinin uygun olacağı aksi takdirde cezanın hukuka aykırı bir işlem haline geleceğini değerlendirmekteyiz.

 

 

 

Tüm Bloglar | Avukat Yalçın Torun