Anayasa Mahkemesi 23.09.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2021/121 Esas, 2022/88 Karar Sayılı ve 20.07.2022 Tarihli kararı ile Ceza Mahkemelerince verilen “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararlarına karşı “itiraz” kanun yoluna başvurulmasını öngören Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.maddesinin 12.fıkrasını Anayasa madde  40’a aykırı bularak iptal etmiştir.

Söz konusu kararın gerekçesine bakıldığında; itiraz makamlarının, başvurucuların iddialarını ve delillerini dikkate almaması, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunu ve müdahalenin orantılı olup olmadığını değerlendirmemesi, dosya üzerinden yeknesak bir şekilde ve çoğu zaman sadece şekli koşullar yönünden tek cümlelik gerekçelerde itirazı reddettiğini belirtmiştir. Bu durumun ise Anayasa madde 40’ta düzenleme altına alınan “temel hak ve hürriyetlerin korunması”na aykırılık teşkil ettiğini belirtmiştir. Ancak aynı karar ile Anayasa madde 153 dayanak gösterilerek iptal kararı ile doğacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edeceği değerlendirildiğinden, iptal kararının yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Söz konusu karar elbette HAGB kararlarının hukuka uygunluk denetiminin etkin bir şekilde yapılması adına hukuk sistemimizde önemli bir karar olsa da yürürlüğe giriş tarihinin yayımlanmasından itibaren 9 ay sonra olması, bireylerin söz konusu hükmün yürürlükte kaldığı süre boyunca açıkça adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine de karine teşkil edecektir.

Bilindiği üzere adil yargılanma hakkının unsurlarından biri de mahkemeye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişme hakkı sadece ilk derece mahkemesine dava açma hakkını değil, eğer iç hukukta itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise üst mahkemelere başvurma hakkını da içerir. (bkz. AİHM Bayar ve Gürbüz/Türkiye, B. No: 37569/06, 27/11/2012). Bir üst yargı merciine başvurulmaktan kasıt ise ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın hukuka uygunluğunu değerlendirecek bir denetim mekanizmasının kurulmasıdır. Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde de yer verildiği üzere itiraz makamları böyle bir değerlendirme yapmak yerine tek cümlelik gerekçelerle dosyayı ayrıntılı olarak değerlendirmeden karar verdiklerinden ve söz konusu usul iptal kararı yürürlüğe girene kadar devam edeceğinden; Anayasaya aykırılığı açıkça ortaya koyulmuş bir hükme göre yargılama yapılmasına neden olacak ve bu durum da “Anayasanın  üstünlüğü” ve ”Hukuk devleti” ilkelerine aykırılık teşkil edecektir.