ŞEHİT SAYILMA
İç hukukumuzda “Şehit”in tanımını açıkça yapan bir düzenleme bulunmamaktadır. Şehit kavramının geçtiği yasalar 1325 Tarihli Askerî Tekaüt ve Maaş Kanunu, 5434 Sayılı T.C Emekli Sandığı Kanunudur. Fakat bu kanunlarda da tam olarak şehit sayılmaya ilişkin hükümler mevcut değildir. Bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığınca hazırlanan “Şehitlik Yönergesinin başemrinde [(MSY 439-1(A)]”nin 10.12.1999 tarihli Başemrinde açıkça “şehit tanımı ve şehitlerin definine dair kanun çıkıncaya kadar” denilmek suretiyle, mevcut bir sorunun yasal düzenleme yapılıncaya kadar çözümüne yönelik olarak yürürlüğe konulduğu vurgulanmaktadır. Diğer yandan bu konuda TBMM’nin 927 Sayılı yorum kararı ile 4992 sayılı Kanuna ek 5107 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin tefsirine lüzum ve zaruret olmadığına dair Heyeti Umumiye kararı mevcuttur. Bu kararlarda, harpte veya eşkıya müsademesinde her nevi düşman silahı tesiri ile derhal vefat edenler ile harpte yaralanıp tedavi sırasında veya icra olunan cerrahi ameliyat neticesinde vefat edenlerin şehit sayılacağı belirtilmiştir. Yukarıda MSY 439-1(A) MSB Şehitlik Yönergesinin 2’nci bölüm 4’üncü maddesinde ;
“Şehitliklere; kimlerin defnedileceği belirlenirken dolaylı olarak kimlerin şehit olarakl Kabul edileceği de açıklanmıştır. Bunlar:
- Harpte fiilen ateş altında ölenler, ya da yaralanıp tedavisi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler veya geride bulunulup da, düşman silahlarının tesiriyle ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,
- iç güvenlik görevlerinde (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç) veya terör ve anarşi ile mücadelede ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler,
- Eğitim, atış, tatbikat, manevra gibi görevleri yapan asker kişilerden; görev yaptıkları sırada veya yetkili makamlarca görevlendirilmeleri nedeniyle, sabit görev yerlerinden ayrıldıktan sonra, vuku bulan bir olayda ölenler veya yaralanıp da sonradan bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,
- Kaçakçılığın men ve takibinde fiilen çatışma sırasında ölenler, ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,
- Hudut emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)
- Ailesi arzu ettiği takdirde, ölen MSB.ları, orgeneraller ve oramiraller
- Türk Silahlı Kuvvetleri Mensubu veya Türk Silahlı Kuvvetleriden ayrılanlardan (emekli, istifa vb.) daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri Mensubu olmaları gerekçesiyle terör eylemlerine muhatap olarak ölenler,
- Herhangi bir askeri tesis, kışla ve binanın vs. yangın, sel, deprem, heyelan, Çığ gibi doğal afetlere maruz kalması nedeniyle ölenler,
- Hangi meslek sınıfından olursa olsun; vazifeli olarak askeri uçak veya askeri maksatla kullanılan uçak, helikopter, gemi ve denizaltının herhangi bir sebep ve etki ile düşmesi, batması, infilak etmesi sonucu bu vasıtalarda bulunanlardan ölenler (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç),…’’ hükmünü içermektedir.
Kısaca şehit sayılacak haller haller harp, iç güvenlik, eğitim, atış, tatbikat, manevra, kaçakçılığın men ve takibi gibi görevler esnasında veya doğal afet nedeni gibi şartlar altında veya bu görev ve şartların sebep ve tesiri ile meydana gelmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Av. Yalçın TORUN
Av. Meryem KILIÇ
Siz de fikrinizi belirtin