Danıştay ilgili kararında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu 657 sayılı Kanunun 125/E-g maddesinde düzenlenmiş bulunan Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak “” disiplinsizliği kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığına ve sözleşme feshi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.

T.C. Danıştay Başkanlığı – 12. Daire
Esas No.:
Karar No.:
Karar tarihi: 30.01.2013

İstemin Özeti: ………….. İdare Mahkemesince verilen 29/12/2010 günlü, E:2010/957, K:2010/1641 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi : ………..
Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince dosya esastan tekemmül etmiş olduğundan davacının 2. kez talepte bulunduğu yürütmenin durdurulması istemine yönelik bir karar verilmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, Bayburt F1 Merkez Müdürlüğü’nde dağıtıcı olarak görev yapan davacının, 399 sayılı KHK nın değişik 44. maddesi ile 657 sayılı Kanunun 125/E-g maddesi uyarınca sözleşme feshi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 21.04.2010 gün ve 68 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Trabzon İdare Mahkemesince verilen 29/12/2010 günlü, E:2010/957, K:2010/1641 sayılı kararla; olayda, 16.12.2007, 14.01.2008 ve 25.04.2008 tarihlerinde “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak” iddiaları ile ilgili açılan kamu davasında, Bayburt Sulh Ceza Mahkemesinin 10.03.2009 gün ve E:2007/289, K:2009/76 sayılı kararı ile davacıya atfedilen suç sabit görülerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacı hakkında ileri sürülen 16.12.2007, 14.01.2008 ve 25.04.2008 tarihlerinde “kullanmak için uyuşturucu madde kullanmak iddialarının sübuta erdiği, bu eylemin Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler kapsamına girdiği açık olduğundan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, İdare Mahkemesi kararının hukuk ve usule aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
399 sayılı KHK nın “Disiplin Cezaları” başlıklı değişik 44. maddesinde, “Teşebbüs veya bağlı ortaklıklardaki hizmetlerin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla sözleşmeli personelin görevleri ile ilgili kusurlu hareketleri, iş yerinde veya dışında teşebbüs ve bağlı ortaklıkla ilgili mevzuata aykırı davranışları nedeniyle kademe ilerlemesinin durdurulması hariç, verilmesi gereken disiplin cezaları ile disiplin cezası vermeye yetkili merciler ve disiplin kurulları hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde teşebbüs veya bağlı ortaklık memurlarının tabi olduğu hükümler uygulanır. Ancak, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiiller için sözleşme ücretinden kesme cezası, aylıktan kesme cezası esaslarına göre uygulanır.” hükmüne, “Zamanaşımı” başlıklı 50. maddesinde, “Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. ” hükmüne, “Uygulamanın İzlenmesi” başlıklı 58. maddesinin 2. fıkrasında, “Sözleşmeli personele ilişkin olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde, Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
F1 personeline uygulanacak disiplin hükümlerinin de yer aldığı F1 Personel Yönetmeliği, 20.8.2006 günlü, 26265 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren F1 Personel Yönetmeliğinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmış, bunun üzerine aynı zamanda F1 Yönetim Kurulu üyesi olan F1 Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı imzalı ve “Disiplin İşlemleri” konulu 27.9.2006 günlü Genelgeye göre F1 Personel Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle sözleşmeli ve kadrolu personele 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinde yer alan disiplin cezalarının uygulanacağı belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g maddesinde, “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ……….. Merkez Müdürlüğü’nde dağıtıcı olarak görev yapan davacı hakkında, 16.12.2007 tarihinde “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama”, 16.12.2007, 14.01.2008 ve 25.04.2008 tarihlerinde “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak” iddiaları ile ilgili olarak 12.11.2009 tarihli iddianame ile kamu davasının açılması üzerine konuyla ilgili yapılan disiplin soruşturması sonucunda hazırlanan raporda, davacının 16.12.2007, 14.01.2008 ve 25.04.2008 tarihlerinde polis tarafından bizzat suç üstü yapılarak uyuşturucu madde bulundurduğu ve kullandığı, uyuşturucu madde temini için izin almadan ikamet ettiği Bayburt ili hudutlarını terk ettiği iddialarının sübuta erdiği belirtilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle aylıktan kesme cezası verilmesinin teklif edildiği, ……….. Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 21.4.210 günlü işlemiyle davacının 16.12.2007, 14.01.2008 ve 25.04.2008 tarihlerinde polis tarafından bizzat suç üstü yapılarak uyuşturucu madde kullandığı ve bulundurduğunun tespit edildiği, ifadesinde de uyuşturucu madde kullandığını kabul ettiği, ayrıca hakkında “uyuşturucu madde veya uyarıcı madde ticareti yapma ve sağlama”, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak” suçundan Bayburt Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığından bahisle kusuru sebebiyle sübuta eren fiillerinin karşılığı olarak 399 sayılı KHK nın değişik 44. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g maddesi kapsamında değerlendirmek suretiyle sözleşme feshi cezası ile cezalandırıldığı, anılan işlemin 399 sayılı KHK nın 48. maddesi uyarınca F1 Yönetim Kurulunun 13.5.2010 günlü işlemiyle onanarak kesinleştiği, bu işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
…………… Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda 3.10.2012 günlü, E:2009/54 sayılı dosyada verilen kararda davacının, “uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçun işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, 16.12.2007, 14.1.2008 ve 25.5.2008 tarihlerinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu bulundurmak” suçlarından ise eylemlerinin zincirleme suç kapsamında kaldığı kabul edilerek sanığın uyuşturucu madde kullandığının sabit olduğu, ancak 5237 sayılı TCK nın 191/2. maddesi uyarınca tedaviye ve denetimli serbestlik uygulanmasına karar verildiği görülmektedir.
Öte yandan, dosyada mevcut Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünün Denetim Planı belgesine göre, davacının Bayburt Sulh Ceza Mahkemesinde “kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak” suçundan yargılanması sonucu 10.3.2009 günlü, E:2007/289, K:2009/76 sayılı kararla TCK nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimlik serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,…………… Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünün 2009/19 DS sayılı ve 25.5.2009 günlü yazısıyla davacının tedavi olmak üzere …………… Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edildiği, adı geçen Hastanenin 30.7.2009 günlü Sağlık Raporuyla davacının TCK nun TCK 191. maddesi uyarınca tedavisinin tamamlanarak bundan sonraki takibinin Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şubesince yapılmasının uygun olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davacının disiplin soruşturması sırasında alınan ifadesinde, uyuşturucu madde satmadığını, ancak uyuşturucu madde kullanırken polis tarafından yakalanması üzerine tedavi amacıyla gönderildiği Samsun’da tedavi olduğunu ve iyileştiğini, tedavi olduktan sonra da başka uyuşturucu madde kullanmadığını, kendisine isnat edilen uyuşturucu kullandığı yolundaki fiillerin tedaviden önceki döneme ait olduğunu beyan etmiştir.
Olayda, davacının 16.12.2007, 14.01.2008 ve 25.04.2008 tarihlerinde polis tarafından bizzat suç üstü yapılarak uyuşturucu madde kullandığı ve bulundurduğunun tespit edildiği, ifadesinde de uyuşturucu madde kullandığını kabul ettiği, ayrıca hakkında “uyuşturucu madde veya uyarıcı madde ticareti yapma ve sağlama”, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak” suçundan ………..Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığından bahisle kusuru sebebiyle sübuta eren fiillerinin karşılığı olarak sözleşme feshi cezası ile cezalandırılmış ise de, işlemin 1. gerekçesi yönünden ceza yargılaması sonucunda beraat ettiği, 2. gerekçesi yönünden ise, davacının sözleşme feshi cezasının 13.5.2010 günlü Yönetim Kurulu kararıyla kesinleştiği dikkate alındığında, kullanmak için uyuşturucu bulundurduğu öne sürülen 16.12.2007 ve 14.1.2008 tarihlerinde işlenen fiiller yönünden 399 sayılı KHK nın 50. maddesi uyarınca ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır.
Davacının, 25.04.2008 tarihinde uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak fiilini işlediğine yönelik isnada gelince;
Dosyada mevcut soruşturma raporu, ceza mahkemesi kararı, sağlık kurulu raporu ile diğer bilgi, belge ve davacının ifadesinde beyan ettiği konuya ilişkin ikrarının birlikte değerlendirilmesinden, davacının 25.4.2008 tarihinde kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak fiilini işlediğinin sübuta erdiği anlaşılmakta ise de, davacının tedaviyi gerektiren eyleminin bu haliyle 657 sayılı Kanunun 125/E-g maddesinde düzenlenmiş bulunan “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” suçu kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamakla, sözleşme feshi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 34,80 TL yürütme harcının isteği halinde davalı idareye iadesine, 30/01/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.