Hukuka aykırılık sebepleri yalnızca davacının savunmasının alınması, Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede yer alan tespitlerin gerçekmiş gibi kabulüyle disiplin soruşturmasında dikkate alınarak işlem tesis edilmesi, davacı lehine ve aleyhine olan tüm delillerin araştırılmaması, eksik incelemeye dayalı soruşturma raporu ile disiplin yaptırımı tesis edilmesi nedenleriyle Devlet memurluğundan çıkarma cezası hukuka aykırı bulunmuştur.

T.C. Danıştay Başkanlığı – 5. Daire
Esas No.:
Karar No.:
Karar tarihi: 11.01.2017

İstemin_Özeti :Tekirdağ İdare Mahkemesinin 11.12.2015 tarih ve E:2015/858, K:2015/1537 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi :K1
Düşüncesi :İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Tekirdağ Adliyesinde emanet memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 1. fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 17.2.2015 tarih ve 52 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Tekirdağ İdare Mahkemesinin 11.12.2015 tarih ve E:2015/858, K:2015/1537 sayılı kararıyla; disiplin soruşturması raporu, dava dosyasında bulunan diğer bilgi ve belgeler ile ceza yargılaması sonucunda verilen mahkumiyet kararının birlikte değerlendirilmesinden, davacının memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğu hususunun sabit bulunması karşısında, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 1. fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden,…………… Adliyesinde emanet memuru olarak görev yapan davacı hakkında, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı Yakalama Bürosunda zabıt katibi olarak görev yapan E.S isimli şahıs ile birlikte adli emanet deposunda bulunan uyuşturucu maddeleri buradan alarak İstanbul ilinden gelen ve kimlik bilgileri bilinmeyen şahıslara ……………… Mahallesinde buluşarak sattığı yolunda yapılan ihbar üzerine başlatılan disiplin soruşturması neticesinde hazırlanan raporda özetle; ……….Ağır Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasına esas teşkil eden iddianame incelendiğinde, …………adli emanetinde kayıtlı bir kısım uyuşturucu maddelerin emanet çuvallarındaki mühürlerinin koparılarak yerlerine şeker veya nişasta konulduğu, alınan uyuşturucunun da haklarında soruşturma yapılanlarca sahiplenilerek satışının yapıldığı belirtilerek davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama, mühür bozma ve zimmet suçunu oluşturan eylemleri nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 1. fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılması gerektiği yönünde getirilen teklif doğrultusunda 17.2.2015 tarih ve 52 sayılı davaya konu işlem ile davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da zorunludur. İsnad olunan olayla ilgili olarak soruşturma emri verilmesi, bağımsız, üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilerek soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının gerekliliği ve yasal süre içerisinde isnad olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması, disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenliğin bir gereğidir.
Olayda, yukarıda yer verilen disiplin ilkeleri doğrultusunda, kusurlu halin tespitinden sonra yasal süreler içerisinde ilgili memur hakkında disiplin soruşturması açıldığı, bağımsız bir muhakkik tayin edilerek yürütülen soruşturma sonucunda soruşturma raporu düzenlendiği, yetkili disiplin amirinin teklifi ve Tekirdağ Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması yolundaki isteği sonrasında Yüksek Disiplin Kurulu tarafından disiplin cezası tesis edildiği görülmüş ise de; davacıya isnat edilen eylemlerle ilgili tanık ifadelerine başvurulmadığı, (27.10.2013 tarihinde adli emanet deposunda yapıldığı belirtilen denetim sırasında tutanak tanzim edilmişse, tutanakta imzası bulunan kişilerin ifadeleri gibi…) yalnızca davacının savunmasının alındığı ve Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamede yer alan tespitlerin değerlendirilmesiyle yetinildiği görülmüştür.
Öte yandan, her ne kadar adli soruşturma aşamasında alınan tanık ifadelerinin soruşturma dosyasına eklendiği görülmüş ise de; disiplin hukuku ile ceza hukuku soruşturma ve yargılama usulleri, verilen cezanın niteliği, bu cezanın doğurduğu sonuçlar ve etkileri ile ceza ve suçların tanımı ve konuluş amaçları birbirinden farklı özellikler göstermektedir.
Bu durumda, davacı lehine ve aleyhine olan tüm deliller araştırılmadan, eksik incelemeye dayalı soruşturma raporuna dayalı tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Tekirdağ İdare Mahkemesinin 11.12.2015 tarih ve E:2015/858, K:2015/1537 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Yasa ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11.1.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı hakkında verilecek disiplin cezası açısından eldeki delillerin yeterli olduğu ve soruşturmanın usulüne uygun yürütüldüğü, İdare Mahkemesince işin esasına girilerek karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.