KARARIN ÖZETİ: Olayda, davacının, iddia ettiği hususlara ilişkin Kaymakamlık tarafından kayıt, tutanak, adli, idari herhangi bir işlem tesis edilmediği gibi konuya ilişkin tarih ve zaman belirli olacak şekilde doğrudan İlçe Kaymakamının  ifadesine de başvurulmadığı ,davacının yapmış olduğu şikayet mahiyetinde dile getirdiği hususların  içeriği itibariyle, Anayasal hak arama özgürlüğü ile bağlantılı olarak şikayet hakkı kapsamında kaldığı, bu nedenle davacının Anayasa ile kendisine tanınmış bulunan şikayet hakkını etkin bir şekilde kullanmasını engelleyecek mahiyette disiplin cezası ile cezalandırılmasının hak arama özgürlüğü ile bağdaşmayacağı gibi dosya kapsamından, davacının, adı geçen kişileri  yıpratma ve itibarsızlaştırmaya yönelik  sürekli olarak şikayette bulunduğuna dair herhangi bir bilgi/ belge ve iddianın da bulunmadığının görülmesi karşısında, davacının hak arama özgürlüğü kapsamında bir nevi şikayet  hakkını  kullanarak dile getirdiği  iddiaların  7068 sayılı Kanun’un 8/4-a-(4). maddesinde düzenlenen disiplin suçunu oluşturmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmış ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.    

 

T.C

KONYA

2.İDARE MAHKEMESİ

 

ESAS NO: 2020/…

KARAR NO: 2021/506

DAVACI       :

VEKİLİ         : AV. YALÇIN TORUN

DAVALI       : T.C. ……. VALİLİĞİ

VEKİLİ         :

DAVANIN ÖZETİ: …. İl Jandarma Komutanlığı emrinde subay olarak görev yapan davacı tarafından, ….. İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaparken hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkındaki Kanun’un 8/4-a-4 bendindeki ”Amirlerini, üstlerini, aynı rütbedeki arkadaşlarını, astlarını veya diğer mesai arkadaşlarını haksız yere şikayet etmek” suçunu işlediğinden bahisle 4 ay kısa  süreli durdurma ve 5 disiplin puanı ile cezalandırılmasına (brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılarak infazı) ilişkin ……Valiliği İl Jandarma Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın ../../2020 tarih, E:2020/… sayılı işleminin; disiplin cezası verilirken savunmasının alınmadığı, sözleşmeli subay olmasından dolayı bu hususun sık sık dile getirilmesinin, eleştirilmesinin psikolojisini olumsuz olarak etkilediği, ….. Devlet Hastanesinde ../../.2020 tarihinde  yapılan muayenesinde uyum bozukluğu tanısı ile 30 gün hava değişimi verildiği, tedavi gördüğü, ….. Özel B. Hastanesi’nde Anksiyete tanısıyla tedavi gördüğü, soruşturma dosyasında ifadesi alınması gereken kişilerin ifadesinin alınmadığı, hiç kimsenin kendisinden şikayetçi olmadığı, olayın Yzb.E.Ç’yi şikayet ettiği isnadından kaynaklandığı, kimse hakkında şikayette bulunmadığı, E.Ç. hakkında soruşturma raporunda özel hayatı ile ilgili ciddi suçlamalar olmasına rağmen bu iddiaların kendiliğinden yok sayıldığı, yüzbaşının konu araştırılmadan suçsuz sayıldığı, son bir yıl içinde 23 disiplin cezası puanı aldığı, 7068 sayılı Kanuna göre 20 disiplin cezası puanı aldığı için meslekten çıkarılma riski ile karşı karşıya kaldığı, işlemin  mevzuata aykırı olduğu iddiaları ile  iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ      : Davacının, …… Kaymakamlık makamına giderek Jan.Yzb. E.Ç. hakkında  haksız ve usulsüz şikayeti üzerine işlenen disiplinsizliğin ../../2020 tarihinde tutulan tutanakla tespit edildiği, soruşturma olur’u alındığı ve soruşturma açıldığı, davacının sözleşmeli subay olmasının ve bu durumun sık sık dile getirilmesinin kendi psikolojisini olumsuz etkilediğini söylediği ancak Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde böyle bir ayrımın olmadığı, davacının bulunduğu konum itibariyle bağlı olduğu disiplin Kanununu bilmesi ve haksız şikayet sonucunda disiplin yaptırımını da bilmesi gerektiği, davacının Kaymakamlık makamına giderek şikayette bulunmasının gerekli silsileyi atladığını gösterdiği, şikayetinde haklı bile olsa şikayetin de bir usule tabi olduğu, davacının bir üst amire giderek şikayette bulunmadığı, Kaymakam ile Jan.Yzb. E.Ç arasındaki görüşme sonucu şikayetin öğrenildiği ve bu durumun tutanak altına alındığı, soruşturma dosyasında tanık beyanları olduğu, soruşturmada disiplinsizliğin işlendiğinin somut ve net olarak belirtildiği, ceza maddesi ile fiilin örtüştüğü, davacının başka disiplin cezaları da aldığı, davacının almış olduğu takdirlerin disiplin cezası verilmesine engel olamayacağı, İdarenin kamu görevinin en iyi şekilde yürütülmesi için gerekli tedbirleri alması gerektiği, işlemin kamu yararına, hukuk ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

 TÜRK  MİLLETİ  ADINA

Karar veren Konya 2. İdare Mahkemesi’nce dosya incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, …. İl Jandarma Komutanlığı emrinde subay olarak görev yapan davacı tarafından, ….. İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaparken hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkındaki Kanun’un 8/4-a-4 bendindeki ”Amirlerini, üstlerini, aynı rütbedeki arkadaşlarını, astlarını veya diğer mesai arkadaşlarını haksız yere şikayet etmek” suçunu işlediğinden bahisle 4 ay kısa  süreli durdurma ve 5 disiplin puanı ile cezalandırılmasına (brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılarak infazı) ilişkin ….. Valiliği İl Jandarma Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın …/../2020 tarih, E:2020/… sayılı işleminin  iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasanın 36. maddesinin birinci fıkrasında yer verilen “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmü ile Türk Hukuku’nda hak arama hürriyeti temel hak ve hürriyetler arasında sayılmıştır. Söz konusu hürriyetin kullanımı nedeniyle kişiler hakkında disiplin yaptırımı uygulanmasının, anılan hakkın kullanımını sınırlayacağı kuşkusuzdur. Ancak anılan Anayasa hükmünde, hak arama hürriyetinin meşru vasıta ve yollardan kullanılması öngörüldüğünden, her hak gibi bu hakkın da kötüye kullanılamayacağı ve aksi durumun yukarıda belirtilen güvenceden yararlanmayı engelleyeceği açıktır.

Öte yandan, 31.01.2018 tarih ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Disiplin cezası verilecek fiiller” başlıklı 8/4-a-(4).maddesinde, “Amirlerini, üstlerini, aynı rütbedeki arkadaşlarını, astlarını veya diğer mesai arkadaşlarını haksız yere şikâyet etmek.” fiilinin karşılığının “4 Ay Kısa Süreli Durdurma” cezası olduğu hükmüne, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin 5. fıkrasında ise “Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4’ü – 1/2’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Genel Haklar” bölümünde yer alan ve “Müracaat, şikâyet ve dava açma” başlıklı 21. maddesinde “Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet ve dava açma hakkına sahiptirler. Müracaat ve şikâyetler söz veya yazı ile en yakın amirden başlayarak silsile yolu ile şikâyet edilen amirler atlanarak yapılır. Müracaat ve şikâyetler incelenerek en kısa zamanda ilgiliye bildirilir. Müracaat ve şikâyetlerle ilgili esas ve usuller Cumhurbaşkanınca (02.07.2018 tarih ve 703 sayılı KHK’nın 182. maddesiyle değişik.) hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm  uyarınca 12/01/1983 tarih ve 17926 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Devlet Memurlarının Şikâyet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik’in “Şikâyet Hakkı” başlıklı 3. maddesinde, “Devlet Memurları amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet hakkına sahiptir.” düzenlemesine, 10. maddesinde  “Şikayet haklarını kullanan Devlet Memurlarına şikayetlerinden dolayı bir ceza verilemez.” hükmüne yer verilmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “İddia ve savunma dokunulmazlığı” başlıklı 128. maddesinde, “Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.” hükmü, “Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” başlıklı 279. maddesinde ise, “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer almaktadır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İhbar ve şikâyet” başlıklı 158. maddesinde, “Suça ilişkin ihbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir.”  hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden;  davacının  ….. İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaptığı dönemde Uzm.J.Kad.Çvş. C.K. İle birlikte ……. Kaymakamlık makamına usulsüz bir şekilde giderek J.Komd.Bl.K.nı olarak görev yapan J.Yzb.E.Ç hakkında …… Kaymakamı O.A.’a “……. ilçe merkezinde ………………………….. ” şeklinde beyanda bulunarak haksız yere ve usulsüz şikayette bulundukları, yalan beyan ve iftira attıkları iddiasıyla,  ../../2020 tarihli görev emri üzerine yapılan soruşturma sonucunda hazırlanan ../../2020 tarihli raporda özetle “…davacının Uzm.J.Kad.Çvş. C.K. İle birlikte ……. Kaymakamlık makamına giderek Kaymakam O.A.’a, J.Yzb.E.Ç.  ile ilgili birtakım iddialarda bulundukları, iddialara ilişkin olarak davacı tahkikat heyetine ifade vermediğinden herhangi bir kanaate varılamadığı, iddia edilen hususlar ile ilgili somut bir delil bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, personelin ifadesinin alınmasına müteakip iddialar ile ilgili kararın disiplin kurulunca verilmesinin uygun olduğu” yönünde  kanaat belirtildiği, ../../2020 tarih ve 2020/..E.-2020/..K. Sayılı ….. Valiliği İl Jandarma Disiplin Kurulu kararında davacının eyleminin 7068 sayılı Kanun’un 8/4/a/4 maddesinde yer alan “Amirlerini, üstlerini, aynı rütbedeki arkadaşlarını, astlarını veya diğer mesai arkadaşlarını haksız yere şikâyet etmek.” disiplinsizliğini oluşturduğundan bahisle “4 Ay Kısa Süreli Durdurma” cezası ile tecziyesine,  cezanın “brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılmak suretiyle infazına” karar verilmesi üzerine söz konusu kararın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Kamu görevlilerinin disipline aykırı eylemleri nedeniyle disiplin cezası verilebilmesi için, anılan eylemlerin sübut bulup bulmadığının usulüne göre yürütülen soruşturma ile ilgilinin leh ve aleyhindeki tüm deliller toplanıp ifadeler alınarak ortaya konulması, sübut bulduğu tespit edilen disipline aykırı davranışlar nedeniyle de yasa ve yönetmeliklerde yer alan uygun cezanın verilmesi gerektiği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olup, söz konusu disiplin cezalarının yargısal denetiminde, soruşturma kapsamında alınan ifadeler ve elde edilen delillerin yargı mercileri tarafından değerlendirilip disiplin cezasına konu fiilin sübut bulup bulmadığı hususunda bir sonuca ulaşılmaya çalışılacağı da tabiidir.

Dava konusu işlemin sebep unsurunu oluşturan, “Amirlerini, üstlerini, aynı rütbedeki arkadaşlarını, astlarını veya diğer mesai arkadaşlarını haksız yere şikayet etmek” fiili nedeniyle verilen cezaların değerlendirilmesinde iki husus önem taşımaktadır: Bunlar; “şikayet”in varlığı ve bu şikayetin “haksız” olmasıdır.

Esasen ceza muhakemesi terimi olan ihbar ve şikâyetin niteliğinin ortaya konulması, mevzuat hükümleri çerçevesinde  tanımının yapılması zorunludur.

Bu bağlamda “ihbar”, bir suçtan haberdar olan kimsenin, durumu yetkili makamlara bildirmesidir.

Buna karşın, bir suçtan doğrudan zarar gören kimsenin, kendisinin mağduriyetini belirterek, bu suçun failinin cezalandırılması istemiyle yetkili makamlara başvurması ise “şikâyet” niteliğindedir. Bu açıdan şikayet bir yükümlülükten çok haktır. CMK kapsamında şikâyetçinin davaya katılma hakkına sahip olmasına karşın, ihbar edene böyle bir imkan tanınmamıştır.

Dolayısıyla, şikayet hakkının kötüye kullanıldığından söz edebilmek için, şikayetin karşı tarafın suçsuzluğunu bilerek zararlandırmak veya küçük düşürmek amacıyla yapılması yahut şikayet konusu hakkında delil ve emare olmadığı halde şikayetin yapılmış olması gerekir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; olayda, davacının, iddia ettiği hususlara ilişkin Kaymakamlık tarafından kayıt, tutanak, adli, idari herhangi bir işlem tesis edilmediği gibi konuya ilişkin tarih ve zaman belirli olacak şekilde doğrudan İlçe Kaymakamının  ifadesine de başvurulmadığı , davacının yapmış olduğu şikayet mahiyetinde dile getirdiği hususların  içeriği itibariyle, Anayasal hak arama özgürlüğü ile bağlantılı olarak şikayet hakkı kapsamında kaldığı, bu nedenle davacının Anayasa ile kendisine tanınmış bulunan şikayet hakkını etkin bir şekilde kullanmasını engelleyecek mahiyette disiplin cezası ile cezalandırılmasının hak arama özgürlüğü ile bağdaşmayacağı gibi dosya kapsamından, davacının, adı geçen kişileri  yıpratma ve itibarsızlaştırmaya yönelik  sürekli olarak şikayette bulunduğuna dair herhangi bir bilgi/ belge ve iddianın da bulunmadığının görülmesi karşısında, davacının hak arama özgürlüğü kapsamında bir nevi şikayet  hakkını  kullanarak dile getirdiği  iddiaların  7068 sayılı Kanun’un 8/4-a-(4). maddesinde düzenlenen disiplin suçunu oluşturmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin ve avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesinden sonra re’sen davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren  30 (otuz) gün içerisinde Konya Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, …….tarihinde oybirliğiyle karar verildi.