KARAR ÖZETİ: Meslekten Çıkarmada, cezalandırma kararı verebilmek için disipline aykırı davranışın şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanması gerekir.

 

T.C.

D A N I Ş T A Y BEŞİNCİ DAİRE

Esas No.: 2016/16937

Karar No.: 2017/21331

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):

Vekili :

Karşı Taraf (Davalı) :

Vekili :

İstemin Özeti : Ankara 15. İdare Mahkemesinin 18.12.2012 tarih ve E:2012/948, K:2012/2199 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Davacıya isnat olunan eylemin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı anlaşıldığından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, ….. İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, ….. ili, …. İlçe Emniyet Amirliği emrinde görev yaptığı dönemde işlediği fiili nedeniyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/18. maddesi uyarınca ”meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 24.4.2012 tarih ve 136 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara 15. İdare Mahkemesinin 18.12.2012 tarih ve E:2012/948, K:2012/2199 sayılı kararıyla; dosyadaki bilgi, belge ve tanık ifadelerinin değerlendirilmesinden, davacının üzerine atılı “göreve sarhoş veya içki içtiği belli olacak biçimde gelmek” fiilini işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Emniyet Teşkilatı personeli, disiplin suç ve cezaları yönünden dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine tâbi olup, anılan Tüzüğün 8/18. maddesinde, “göreve sarhoş veya içki içtiği belli olacak biçimde gelmek” fiilinin meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının …. ili, …. İlçe Emniyet Amirliği emrinde görev yaptığı dönemde, 19.6.2011 günü saat 21:45 sıralarında diş ağrısı nedeniyle ilaç içmek için grup amir vekilinden izin alarak polis merkezinin üst katında bulunan evine gittiği, yaklaşık 45 dakika sonra geldiğinde çevre koruma nöbetini aldığı, ancak diğer polis memurları tarafından davacının hal ve hareketlerinde değişiklik olduğunun görüldüğü, ağzının alkol koktuğu, grup amir vekili tarafından görevine devam edip etmeyeceğini sorulduğunda “ne diyorsun sen, istiyorsan işlem yap, git rapor tut, benimle uğraşmayın, gidin başımdan, ben nöbetimi de tutarım, görevimin başındayım” dediği, telefon görüşmesine başladığı sırada silahı ile doldur boşalt yaptığı, kendisinden beylik silahı, nöbet silahı ve balistik yeleğin istenmesine rağmen teslim etmek istemediği, ikna edici konuşmalar neticesinde silahının elinden alındığı, ancak davacının “grup şefleri benimle uğraşıyorsunuz, seni de adam sandım şeklinde ve sinkaflı kelimeler sarf edip ne yapacaksınız yapın, gidin işlem yapın, rapor tutun” dediği, gürültüler üzerine Polis Merkezinin üzerindeki lojmandan aşağı inen polis memuru K2’nin davacıyı sakinleştirdiği ve ikinci katta bulunan lojmanına çıkarttığı, daha sonra amir vekili komiser yardımcısı K3’nın yanlarına geldiği, adı geçen polis memuruna niye içki içtiğini sorduğunda içki içmediğini söylemesi üzerine polis memurları K4, K2 ve komiser yardımcısı K3 ile birlikte hastaneye gittikleri, hastanede alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucu düzenlenen doktor raporunda davacının 1.51 promil alkollü olduğunun anlaşılması üzerine hakkında başlatılan soruşturma sonucunda, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/18. maddesi uyarınca ”meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.

Uyuşmazlık konusu olayda, her ne kadar davacının hal ve hareketlerinden alkol aldığının anlaşıldığı yönünde tanık beyanları ve hastanede alkolmetre ile yapılan ölçüm neticesinde düzenlenen doktor raporunda davacının 1.51 promil alkollü olduğunun anlaşıldığı bilgisine yer verilmesine istinaden davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/18. maddesinde düzenlenen “göreve sarhoş veya içki içtiği belli olacak biçimde gelmek” fiilini işlediğinden bahisle dava konusu disiplin cezası tesis edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanması gerektiğinden, olay günü davacının hastaneye götürülerek kan aldırmak suretiyle alkol tespitinin yaptırılması ve şüpheden uzak bir şekilde davacının kanındaki alkol oranının tespit edilmesi mümkün iken, yalnızca alkolmetre cihazı kullanılarak ölçüm yapılması ile yetinildiği görülmektedir.

Bu durumda, davacıya isnat olunan eylemin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 15. İdare Mahkemesinin 18.12.2012 tarih ve E:2012/948, K:2012/2199 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23.10.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Temyize konu İdare Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde kararın bozulmasını gerektiren bir sebep bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.