Hukuka aykırı işlem ile devlet memurluğuna atanmayan personelin , mesleğe başlama tarihinin ve bu kapsamda derece ve kademesinin emsalleri düzeyine getirilmesi gerektiğine ilişkin mahkeme kararı aşağıdadır. Meslekten ilişiği kesilmesi sonrası mesleğe mahkeme kararı ile dönen ve bu kapsamda özlük haklarında eksilme olan personelin özlük haklarının kendisine iade edilmesi ve emsalleri düzeyine getirilmesi gerekmektedir.

 

DAVACI : xxx

VEKİLİ   : AV. YALÇIN TORUN

DAVALI : SAĞLIK BAKANLIĞI –

VEKİLİ   : xxx

 

DAVANIN ÖZETİ            :  Devlet Hastanesi’nde sözleşmeli hemşire olarak görev yapan davacı tarafından, KPSS 2017/5 döneminde davalı idare bünyesine sözleşmeli personel statüsüne yerleştirildiği, hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin kararıyla istinaf başvurusunun kabul edilerek anılan Mahkeme kararının kaldırılarak dava konusu işlemin kesin olarak iptaline karar verildiğinden bahisle hukuka aykırı işlem nedeniyle mesleğinde sene kaybına uğradığı ve kadro başvurusunu bir yıl geç yapmak durumunda kalacağından mesleğe başlama tarihinin ve buna bağlı olarak derece ve kademesinin emsalleriyle eşit seviyeye getirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine dair işlemin hukua aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ    : Davacının kademe ilerlemesinin yapılabilmesi için fiilen çalışmış olması gerektiği,  dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK  MİLLETİ  ADINA

Karar veren İdare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında; “Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” kuralına yer verilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez…” hükmüne yer verilmek suretiyle Anayasa’ya uygun bir düzenleme getirilmiştir.

Öğretide ve uygulamada idari yargı yerince verilen iptal kararları, idari işlemi tesis edildiği tarihten itibaren geriye yönelik olarak ortadan kaldıracağı, yürütmenin durdurulması kararlarının ise, uygulama tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kabul edilmektedir.

İdari yargı yerlerince verilen iptal kararlarının, davaya konu idari işlem üzerinde, biri, davaya konu idari işlemle ona bağlı olarak tesis edilen diğer işlemlerin yapıldıkları tarihten geçerli olarak ortadan kaldırılması; diğeri ise, iptal edilen idari işlemin tesisinden önceki hukuki durumun devamının sağlanması; böylece, hukuk düzeninin hiç bozulmamış hale getirilmesi olmak üzere iki tür etkisi olduğu anlaşılmaktadır.

Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Sözleşmeli Sağlık Personeli İstihdamı başlıklı 45/A-4 maddesinde “Sözleşmeli sağlık personelinden üç yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (A) bendi kapsamındaki kadrolara atanır. Bu kadrolara atananlar, aynı yerde en az bir yıl daha görev yapar, bunlar hakkında adaylık hükümleri uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Devlet Hastanesi’nde sözleşmeli hemşire olarak görev yapan davacının, KPSS 2017/5 döneminde davalı idare bünyesine sözleşmeli personel statüsüne yerleştirildiği, hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin kararıyla istinaf başvurusunun kabul edilerek anılan Mahkeme kararının kaldırılarak dava konusu işlemin kesin olarak iptaline karar verildiği, anılan karar üzerine davalı idarenin işlemi ile davacının atamasının yapıldığı, atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin Mahkeme kararıyla iptal edildiğinden bahisle hukuka aykırı işlem nedeniyle mesleğinde sene kaybına uğradığı ve kadro başvurusunu bir yıl geç yapmak durumunda kalacağından mesleğe başlama tarihinin ve buna bağlı olarak derece ve kademesinin emsalleriyle eşit seviyeye getirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin yargı kararı ile iptal edildiği ve böylece yargı kararıyla hukuka aykırılığı tespit edilen işlemin tesis edildiği tarih itibariyle ortadan kalktığı ve bu doğrultuda atamasının yapıldığı göz önüne alındığında; mesleğe başlama tarihinin ve buna bağlı olarak derece ve kademesinin emsalleriyle eşit seviyeye getirilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.