Özet: “Görevi başında bulunmadığından” bahisle soruşturma oluru alınarak disiplin soruşturması başlatılan davacı polis memuru  hakkında, bu fiil kapsamında davacıdan savunma istenildiği halde, disiplin soruşturma olurunda yer almayan hususların disiplin cezasına dayanak yapılarak “amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları zamanında iletmemek” fiili isnadıyla tesis edilen “4 ay kısa süreli durdurma” cezası, disiplin hukuku usul ve ilkelerine aykırılık teşkil ettiğinden aksi yöndeki İdare mahkemesinin kararı temyizen bozulmuştur.

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/16310
Karar No : 2018/12139

TEMYİZ EDEN (DAVACI)  :

VEKİLİ                                    :

KARŞI TARAF (DAVALI)   :

VEKİLİ                                    :

İstemin Özeti : …. 1. İdare Mahkemesinin 17.4.2012 tarih ve E:2011/1407, K:2012/482 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi :İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, … İli, …. Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, “amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları zamanında iletmemek” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/A-5. maddesi uyarınca “4 ay kısa süreli durdurma” cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, öğrenim durumu itibarıyla yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunduğundan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin beşinci fıkrası gereğince brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesine ilişkin … Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünün 4.7.2011 tarih ve 2011/06 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

… 1. İdare Mahkemesinin 17.4.2012 tarih ve E:2011/1407, K:2012/482 sayılı kararıyla; davacının, görevli olduğu belirtilen 4.5.2011 tarihinde rahatsızlanması üzerine kendisine bir günlük istirahat verilmesine karşın, almış olduğu raporu ivedi bir şekilde kurumuna bildirmesi gerekirken bu sorumluluğu zamanında yerine getirmediğinin anlaşıldığı, her ne kadar davacı hakkında anılan tarihte görev yerinde bulunmadığına yönelik olarak soruşturma açılmış ve ifadesi bu yönde alınmış ise de, kendisine isnat edilen fiilin “amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları, zamanında iletmemek …” fiiliyle aynı kapsamda değerlendirilebileceği kanaatine varıldığından, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/A-5. maddesi uyarınca eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 129/2. maddesinde “Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” hükmüne yer verilerek, savunma alınmadan kamu görevlilerine disiplin cezası verilemeyeceği anayasal olarak güvence altına alınmıştır.

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/A-5. maddesinde, “amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları zamanında iletmemek ya da olayları, olaylarla ilgili bilgileri amirlerinden ve resmen istenmesi halinde de görevli ve yetkili kuruluş ve kişilerden gizlemek” fiili 4 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1. maddesinin 3. fıkrasında; bu fıkrada sayılan ve emniyet teşkilatı mensuplarının da içinde bulunduğu bir takım kamu görevlisinin, özel kanunları hükümlerine tabi oldukları belirtilmişse de, bu görevlilerin, özel kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde kamu görevlileri için genel nitelikte Kanun olan 657 sayılı Kanun’a tabi olacakları tartışmasızdır. Bu bağlamda emniyet teşkilatı mensupları için özel nitelikteki Kanun olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nda savunma hakkına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, 657 sayılı Kanunun 130. maddesinin emniyet teşkilatı mensupları için de uygulanabilir olduğu açıktır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesinde ise, “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen tarihte savunmasını yapmayan memur savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” kuralına yer verilmiştir.

Buna göre, disiplin cezasıyla cezalandırılması için hakkında soruşturma açılan kamu görevlisine savunmasını yapmak üzere en az (7) günlük süre tanınmalı, savunma istem yazısında gerek savunma süresi gerekse disiplin suçunu oluşturan eylem ya da eylemler açık bir şekilde belirtilmeli,disiplin suçu oluşturan eylemin hangi disiplin kurallarını ihlal ettiği ortaya konulmalıdır. Bunun için de, disiplin soruşturmasıyla ilgili tüm hukuki delillerin toplanması ve soruşturmanın usulüne uygun olarak tamamlanması gerekmektedir. Aksi durumun, hangi disiplin suçunu, ne zaman ve ne şekilde işlediği tam olarak ortaya konulamayan ilgilinin Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı açıktır.

Öte yandan, disiplin soruşturmaları, yetkili makamlarca belirtilen iddia ve olayların soruşturulması emrini içeren soruşturma oluru ile başlatıldığından, bu olurda yer almayan hususların disiplin cezasına dayanak yapılmasına hukuken imkan bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, …. İli, … Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, 4.5.2011 tarihinde Devlet büyüklerinin ….. İlçesini ziyareti kapsamında görevlendirildiği, fakat aynı tarihte saat 09:00 sularında rahatsızlanması üzerine doktora gittiği ve kendisine bir gün istirahat verildiği, söz konusu doktor raporunun davacı tarafından bir gün sonra şubesine teslim edildiği, ancak görevli olduğu 4.5.2011 tarihinde yapılan yoklamada görevi başında olmamasıyla ilgili olarak amiri tarafından rapor tutulması üzerine hakkında disiplin soruşturmasına başlanıldığı ve bu kapsamda savunmasının alındığı, buna karşın … Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünün 4.7.2011 tarih ve 2011/06 sayılı kararıyla davacının, almış olduğu raporu ivedi bir şekilde kurumuna iletmeyerek “amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları zamanında iletmemek” fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/A-5. maddesi uyarınca “4 ay kısa süreli durdurma” cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan uyuşmazlıkta, davacının almış olduğu istirahat raporunu ivedi bir şekilde kurumuna iletmediği gerekçesiyle davaya konu disiplin cezasının tesis edildiği, buna karşılık, davacının, 4.5.2011 tarihinde yapılan yoklamada görevi başında olmadığından bahisle soruşturma oluru alınarak disiplin soruşturması başlatıldığı, 15.6.2011 tarih ve 2011/05 sayılı savunma istemi konulu yazı ile de yine aynı fiil kapsamında davacıdan savunma istenildiği, bu haliyle, soruşturma olurunda yer almayan hususların disiplin cezasına dayanak yapıldığı, savunma istem yazısı içeriğinin de Anayasa ve Kanun ile koruma altına alınan savunma hakkının kullanılmasını mümkün kılabilecek nitelikte olmadığı, zira savunma istem yazısında disiplin soruşturmasına konu edilen isnatların açık bir biçimde belirtilmediği, dolasıyla yukarıda aktarılan disiplin hukuku ilkeleri çerçevesinde usulüne uygun bir disiplin soruşturmasından söz edilmesine imkan bulunmadığı görülmüştür.

Bu durumda, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/A-5. maddesinde düzenlenen ”amir ve üstlerine iletilmesi gereken bilgi ve buyrukları, zamanında iletmemek” fiili ile ilgili bir disiplin soruşturma onayı bulunmaksızın, usulüne uygun olarak yapılmayan disiplin soruşturması neticesinde 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırıldığı anlaşılan davacı hakkında, Anayasal güvence altında bulunan savunma hakkının da kısıtlanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, … 1. İdare Mahkemesinin 17.4.2012 tarih ve E:2011/1407, K:2012/482 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA,yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.3.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.