YÜKSEK DİSİPLİN KURULU’NUN MEVZUATA UYGUN OLARAK TOPLANMAMASI DURUMUNDA VERİLEN CEZA HUKUKA AYKIRIDIR

İdare mahkemesince; mevzuatta Yüksek Disiplin Kurulu’nun üye sayısının salt çoğunluğu ile karar alındığı belirtildiğinden, kararda oy kullanmayan Yüksek Disiplin Kurulu başkanı ve üyenin fiilen katılımıyla toplanılmasının kurulun tarafsızlığı ve etki altında kalmadan karar verildiği hususunda tereddüt oluşturması nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulu’nun mevzuata uygun olarak toplanmadığı sonucuna varılarak “Silahlı Kuvvetlerde Ayırma” cezasının iptaline karar verilmiştir.

Yüksek disiplin kurulunda görüşülen konu hakkında en kıdemsiz üyeden başlayarak oy kullanılması usulü benimsenmekte ve bu suretle oy kullanacak olan üyelerin, kendilerinden daha kıdemli olan üyelerin etkisi altında kalarak oy kullanmaları ihtimalinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Kararda oy kullanmayan Yüksek Disiplin Kurulu başkanı ve üyenin fiilen katılımıyla toplanılmasının kurulun tarafsızlığı ve etki altında kalmadan karar verildiği hususunda tereddüt oluşturması nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulu’nun mevzuata uygun olarak toplanmadığı sonucuna varılarak “Silahlı Kuvvetlerde Ayırma” cezasının hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Karar Özeti : Mevzuatta Yüksek Disiplin Kurulu’nun üye sayısının salt çoğunluğu ile karar alındığı belirtildiğinden, kararda oy kullanmayan Yüksek Disiplin Kurulu başkanı ve üyenin fiilen katılımıyla toplanılmasının kurulun tarafsızlığı ve etki altında kalmadan karar verildiği hususunda tereddüt oluşturması nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulu’nun mevzuata uygun olarak toplanmadığı sonucuna varılarak “Silahlı Kuvvetlerde Ayırma” cezasının iptaline karar verilmiştir.

DAVACI :
VEKİLİ : Av. Yalçın Torun -UETS[16410-14182-02413]

DAVALI : Milli Savunma Bakanlığı /Ankara
VEKİLLERİ :
DAVANIN ÖZETİ : Davacı tarafından, hizmete engel davranışlarda bulunduğundan bahisle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi uyarınca hakkında silahlı kuvvetlerden ayırma cezası verilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının; kurulun kanuna uygun toplanmadığı ve tarafsızlığını yitirdiği, tam teşekkül etmeden eksik personelle toplandığı, kişisel verilerinin ihlal edildiği, disiplin soruşturmasının yetkisiz personel tarafından yürütüldüğü, isnat edilen fiilin kanunda belirtilen tipikliğe uymadığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, işlemin bu nedenlerle sebep ve amaç yönlerinden sakat olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren İdare Mahkemesi’nce duruşma için önceden belirlenen ve taraflara bildirilen duruşmaya davacı ve vekili Av. Yalçın Torun ile davalı idare vekilinin geldikleri görülmüş olup, yapılan açık duruşmada taraflara usulüne uygun söz verilip dinlenildikten sonra duruşmaya son verilerek, dava dosyası incelenmek suretiyle gereği görüşüldü.
Dava, davacı tarafından, hizmete engel davranışlarda bulunduğundan bahisle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi uyarınca hakkında silahlı kuvvetlerden ayırma cezası verilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun “Disiplin cezaları” başlıklı 11.maddesinde Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası da sayılmış, “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası” başlıklı 13.maddesinde, “(1) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası, personelin tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi veya durumuna göre sözleşmesinin feshedilmesi sonucunu doğurur … (2)(Değişik: 2/1/2017-KHK-681/91 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7073/90 md.) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; Milli Savunma Bakanlığı ve kuvvet komutanlıklarında oluşturulacak yüksek disiplin kurulları tarafından verilir. Kararlar, ilgisine göre Milli Savunma Bakanı veya ilgili kuvvet komutanı onayı ile yerine getirilir … (3) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; disiplin amirlerinden en az ikisinin teklifi üzerine yüksek disiplin kurulları tarafından verilebileceği gibi, eldeki bilgi ve belgelere göre yüksek disiplin kurulları tarafından resen de verilebilir … (4) (Değişik: 2/1/2017-KHK-681/91 md.; Değiştirilerek kabul: 1/2/2018-7073/90 md.) (Değişik cümleler:16/7/2020-7250/17 md.) Kuvvet komutanlıklarında teşkil edilecek yüksek disiplin kurulları; kurmay başkanının başkanlığında personel, istihbarat, harekât, lojistik ve savunma planlama ve proje yönetim başkanları, tayin dairesi başkanı, hukuk hizmetleri başkanı ile yüksek disiplin kurulu işlemlerinin yürütülmesinden sorumlu şube müdüründen oluşur …” hükmüne, “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler” başlıklı 20.maddesinde ise, “(1) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler şunlardır … c) Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır …” hükmüne yer verilmiştir.
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununun 49.maddesine dayanılıp hazırlanarak yürürlüğe giren Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliğinin “Amaç” başlıklı 1.maddesinde, “(1) Bu Yönetmeliğin amacı; Türk Silahlı Kuvvetleri yüksek disiplin kurullarının teşkili, yapısı, görev ve yetkileri ile bu kurullar tarafından Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasının verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” düzenlemesine, “Yüksek disiplin kurullarının teşkili” başlıklı 5.maddesinde, “(1) Bu Yönetmelik kapsamına giren kişiler hakkında Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası ile ilgili karar vermek üzere Genelkurmay Başkanlığı ile kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında birer yüksek disiplin kurulu teşkil edilir.” düzenlemesine, “Yüksek disiplin kurullarının yapısı” başlıklı 6.maddesinin 2.fıkrasında, “Kuvvet komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında teşkil edilecek yüksek disiplin kurulları, ilgili komutanlığın Kurmay Başkanı başkanlığında aşağıdaki üyelerden oluşur:
a) Personel Başkanı, b) İstihbarat Başkanı, c) Harekât Başkanı, ç) Personel Dairesi Başkanı, d) Tayin Dairesi Başkanı, e) Adlî Müşavir veya Hukuk Müşaviri, f) Kıdem, Sicil ile ilgili Şube Müdürü, g) Personel Yönetimi ile ilgili Şube Müdürü.” düzenlemesine, “Yüksek disiplin kurullarının toplanması, görüşme usulü ve oylama” başlıklı 17.maddesinde ise, “(1) Yüksek disiplin kurulları, başkan ve üyelerinin tamamının katılımı ile toplanır. (2) Yüksek disiplin kurullarının başkan ve üyelerinin; garnizon dışı görev, izin veya istirahat gibi sebeplerle karargâhta bulunmadığı durumlarda yerine vekilleri toplantıya katılır. (3) Yüksek disiplin kurullarının başkan ve üyeleri; kendileri, aralarında evlilik bağı kalksa bile eşleri, kendileri veya eşlerinin altsoy ve üstsoyları, kendileri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar, üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanlar ile nişanlıları hakkındaki kurul toplantılarına katılamazlar. (4) Başkan veya üyelerden birinin yerine toplantıya vekil olarak katılacak kişi, aynı zamanda kurulun doğal üyesi ise veya üçüncü fıkradaki hallerin oluşması durumunda kurul, üye tam sayısının salt çoğunluğunun sağlanması kaydıyla eksik toplanabilir… (6) Kurul başkanının toplantıya katılamaması halinde, başkanlık görevi toplantıya katılan en kıdemli üye tarafından yürütülür… (9) Görüşülen dosyalar hakkında konunun aydınlandığı ve görüşmelerin yeterliği sonucuna varıldığında oylama yapılır. (10) Yüksek disiplin kurullarında oylama açık olarak yapılır. Oylamaya en kıdemsiz personelden başlanır ve en son kurul başkanı oyunu kullanır. Oylamada çekimser kalınamaz. Kararlar oy çokluğu ile alınır…Başkan veya başka bir üyeye vekâlet eden kurulun doğal üyesinin yalnızca bir oy hakkı vardır… ” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının binbaşı olarak K.K. Tyn. D. Bşk. Bşk. emrinde görev yapmakta iken 2021 yılı yurtdışı sürekli görev seçimlerinde kullanılmak üzere talep edilen bilgi ve belgeler arasında 02/12/2018 tarihli YDS sınav sonuç belgesini de ibraz ettiği, anılan belgede (71,25) puan aldığının yazılı olduğu, 29/12/2020 tarihinde davalı idarece sınav sonucunun ÖSYM sisteminden çekilemediğinin tespit edildiği, 02/12/2018 tarihli sınav sonuç belgesinin sisteme nasıl yüklendiğinin incelenmesi sonucunda anılan verinin ÖSYM sisteminden çekilerek sisteme eklenmediği, 21/01/2020 tarihinde davacının başvurusu üzerine koordinasyon formu vasıtasıyla sisteme eklendiği hususlarının tespit edildiği, ÖSYM ile gerçekleştirilen inceleme sonucunda davacının 02/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen 2018 YDS 3.Dönem Sınavına katılmadığının tespit edildiği, davacının 01/12/2019 tarihinde katıldığı 2019 YDS sonuç belgesindeki verileri kullanarak kendisine 02/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen 2018 YDS 3.Dönem sınavına ilişkin sınav sonuç belgesi hazırlayıp bu belgeyi resmi makamlara sunarak sisteme sınav sonuç belgesi olarak eklenmesini sağlamak suretiyle hizmete engel davranışlarda bulunduğundan bahisle silahlı kuvvetlerden ayırma cezası ile tecziye edilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığı’nın Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. imzasını taşıyan yazı ile davacı hakkında idari tahkikat başlatılması için heyet görevlendirildiği, bu yazı üzerine hazırlanan ve yine Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. onayını taşıyan idari tahkikat raporunda davacı hakkında “ahlaki zayıflık” veya “hizmete engel davranışlarda bulunmak” disiplinsizlikleri nedeniyle disiplin soruşturması başlatılması yönünde görüş bildirildiği, akabinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı yazısı üzerine davacı hakkında soruşturma raporunun hazırlandığı, Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral E.K.’nın onayını taşıyan soruşturma raporunun sonuç kısmında “ahlaki zayıflık” veya “hizmete engel davranışlarda bulunmak” disiplinsizlikleri nedeniyle silahlı kuvvetlerden ayırma işlemi yapılması maksadıyla yüksek disiplin kuruluna sevk edilmesi yönünde görüş bildirildiği, Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. ile Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral E.K.’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun doğal üyeleri oldukları, başka bir ifade ile davacı hakkındaki idari tahkikatı yaptıran Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. ile davacının 2.sicil amiri olarak hakkındaki disiplin soruşturmasını yürüten Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral E.K.’nın dava konusu işlemi tesis eden Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun doğal üyeleri oldukları ve Kurmay Başkanı Korgenaral V.T.’nin aynı zamanda Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun başkanı olduğu görülmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden, silahlı kuvvetlerden ayırma cezasının kuvvet komutanlıklarında oluşturulacak yüksek disiplin kurulları tarafından verileceği, yüksek disiplin kurullarının kural olarak başkan ve üyelerinin veya yerlerine katılacak vekillerin tamamının katılımı ile toplanacağı ancak Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliğinin 17.maddesinin 4.fıkrasında belirtilen hallerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun sağlanması kaydıyla eksik toplanabileceği, yine Yönetmeliğin 17.maddesinin 10.fıkrasında kurulda görüşülen konu hakkında oylamanın hangi suretle gerçekleştirileceği hususlarının düzenlendiği görülmektedir.
Anılan düzenleme uyarınca yüksek disiplin kurulunda görüşülen konu hakkında en kıdemsiz üyeden başlayarak oy kullanılması usulünün benimsendiği ve bu suretle oy kullanacak olan üyelerin kendilerinden daha kıdemli olan üyelerin etkisi altında kalarak oy kullanmaları ihtimalinin önüne geçilmesinin amaçlandığı açıktır.
Olayda, dava konusu işlemde Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. ile Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral E.K.’nın da katılımıyla toplanıldığı, karar başlıklı kısmında da davacının durumunun Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. ile Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral E.K. görüş belirtmeksizin ve oy kullanmaksızın kurul başkanı dahil yedi üye ile görüşüldüğünün açıkça belirtildiği görülmektedir.
Davacı hakkındaki idari tahkikatı yaptıran Kurmay Başkanı Korgenaral V.T. ile davacının 2.sicil amiri olarak hakkındaki disiplin soruşturmasını yürüten Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral E.K.’nın dava konusu işlemi tesis eden Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun doğal üyeleri oldukları ve kurulun tarafsızlığı gereği anılan iki doğal üyenin oy kullanamayacakları hususunun açık olmasının yanı sıra Yüksek Disiplin Kurulu’nun bu durumda üye sayısının salt çoğunluğu ile toplanarak karar alabilmesinin mümkün olduğu da dikkate alındığında, kurulun tarafsızlığı ve etki altında kalmadan karar verildiği hususunda tereddüt oluşmaması için Kurmay Başkanı ile Tayin Daire Başkanı olan adı geçen kişiler fiilen katılmadan toplanmasının hukuken daha uygun olacağı açıktır.
Öte yandan, yine Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliğinin 17.maddesinin 2.fıkrasında Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin toplantıya katılamadığı hallerde vekillerinin katılabileceği ve toplantıya vekil olarak katılan kişinin aynı zamanda kendisinin de Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olması halinde üye sayısının salt çoğunluğu sağlanarak eksik toplanılabileceğinin belirtildiği görülmektedir.
Olayda, Yüksek Disiplin Kurulu’nun Kurmay Başkanı ile Tayin Daire Başkanının da katılımıyla toplam dokuz kişi olarak toplandığı, karar alınırken bu iki kişinin görüş ve oy belirtmedikleri, kurula Lojistik Başkanı Tuğgeneral B.K.’nin başkanlık ettiği ve kurul başkanı dahil yedi üyenin oy kullanması ile karar alındığı, ancak Lojistik Başkanının kurulun doğal üyesi olmadığı, kurula V.T. yerine vekaleten katıldığına dair bir açıklama bulunmadığı, bu hususun kurulun oluşumunda tereddüte neden olduğu, yine E.K. yerine kurula vekaleten katılan olup olmadığının kararda belirtilmediği, Lojistik Başkanı B.K.’nin kurul başkanı V.T. yerine vekil olarak kurula katıldığının kabul edilmesi ve E.K. yerine kurula vekaleten katılan kişinin kurulun doğal üyesi olması halinde kurulun toplam sekiz üye ile karar almış olması gerekeceği ancak kararın Lojistik Başkanı B.K. dahil toplam yedi üye ile alındığı ve bu hususun da kurulun oluşumu konusunda tereddüt oluşturduğu görülmektedir.
Bu durumda, kural olarak Yüksek Disiplin Kurulu’nun kurul başkanı dahil olmak üzere üyeler ile birlikte veya yerlerine vekillerinin katılımıyla toplam dokuz kişi olarak toplanması ve karar alması gerektiği, toplantıya üye yerine katılacak vekilin aynı zamanda Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olması halinde üye sayısının salt çoğunluğu sağlanarak eksik toplanılabileceği hususları dikkate alındığında; Lojistik Başkanının Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olmasına karşın kurula başkanlık ettiği, kararda Lojistik Başkanı’nın Yüksek Disiplin Kurulu başkanı V.T. yerine vekaleten katıldığına ilişkin bir açıklama bulunmadığı, Lojistik Başkanının Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olmaması nedeniyle kurul başkanı V.T. yerine vekaleten katılmış olmasının kabul edilmesi ve yine Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olan E.K. yerine kurula vekaleten katılan üyenin aynı zamanda Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olması halinde kurulun, kurula başkanlık eden B.K. dahil sekiz üye ile karar almış olması gerekeceği, ancak kararın kurula başkanlık eden B.K. Dahil olmak üzere toplam yedi üye ile alındığı, yine kararda Yüksek Disiplin Kurulu’nun üye sayısının salt çoğunluğu ile karar alındığı belirtildiğinden kararda oy kullanmayan Yüksek Disiplin Kurulu başkanı V.T. ile üye E.K.’nin fiilen katılımı olmaksızın toplanılmasının kurulun tarafsızlığı ve etki altında kalmadan karar verildiği hususunda tereddüt oluşmaması için hukuka uygun olacağı görülüp, yüksek disiplin kurulu’nun mevzuata uygun olarak toplanmadığı sonucuna varıldığından dava konusu işlemde belirtilen yönlerden hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, mahkememizin işbu kararının gerekçesinde belirtilen hususlar dikkate alınarak davacı hakkında yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline, yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya verilmesine, posta ücreti avansından artan tutarın karar kesinleştikten sonra mahkememizce re’sen davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren (30) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere, 28.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.