Özet: Hakkında açılan ceza davasında, Asliye Ceza Mahkemesince, kendisi de suça iştirak eden kamu görevlisine suçu bildirmeme suçu yüklenemeyeceği gerekçesiyle verilen beraat kararının konusu fiil nedeniyle davacıya verilen meslekten çıkarma cezası, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesi kapsamındaki “bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” fiili kapsamında değerlendirilemeyeceğinden hukuka aykırı olup, aksi yöndeki İdare Mahkemesi Kararının bozulmasına karar verilmiştir.

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/51087
Karar No : 2018/18647

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI):
KARŞI TARAF (DAVALI)                                   : … Bakanlığı
VEKİLİ                                                                    :

İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesinin 1.6.2016 tarih ve E:2015/1071, K:2016/1218 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : Davacının üzerine atılı fiilin aynı zamanda iştirak ettiği fiil olduğu anlaşıldığından, Anayasanın amir 38. maddesi karşısında, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü 8/14. maddesi hükmü uyarınca davacıya disiplin cezası  verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde … Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 11.9.2014 tarih ve 2014/85 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

… 2. İdare Mahkemesinin 1.6.2016 tarih ve E:2015/1071, K:2016/1218 sayılı kararıyla; davacı hakkında dinleme kararı bulunduğu, elde edilen delillerle, yabancı kadınların sınırdışı edileceklerini, soruşturmanın şüphelileri olan A.Y. ve A.O.D’ye bildirmek suretiyle gizliliğin ihlali suçunu işlediği sonucuna varılarak “suç işlemek için kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” ve “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” fiillerinin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle beraatine,”gizliliğin ihlali” eylemi ile ilgili olarak ise para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacının fuhuş için aracılık etme suçundan hüküm giyen A.Y. isimli şahısla yaptığı telefon görüşmeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, anılan şahısla yakın irtibatlı olduğu, mesleği ile ilgili bazı konularda A.Y. ve A.O.D’ye bilgi verdiği ve yardımcı olduğu ve fuhuşta kullanılan evlere gittiği anlaşıldığından, bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak eyleminin subuta erdiği sonucuna ulaşıldığından, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Anayasanın 38. maddesinde, “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. fıkrasında ise; “görev sırasında yardım isteyen güvenlik görevlilerine haklı bir neden yokken yardımdan kaçınmak veya bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak,” eyleminin meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; … İl Emniyet Müdürlüğünde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde … Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, …  İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünce organize fuhuş faaliyetlerine yönelik olarak yürütülen operasyon kapsamında şüphelilerin teknik takiplerinin yapıldığı, teknik takip çalışmalarında, davacının da fuhuş örgütü ile irtibatlı olduğu yolunda emareler elde edildiği, bunun üzerine davacı hakkında dinleme kararı alındığı, dinleme sonucunda, örgüt üyesi kişilere yakalanan bayanlarla ilgili bilgi verdiği, örgüt üyesi olan kişinin yurt dışından getirmeyi düşündüğü bayan ile ilgili iş ve işlemlere yol gösterip yardımcı olduğu, fuhuş amacıyla kullanıldığını bildiği ve gördüğü yerler hakkında suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimlerde bulunmadığı, fuhuşta kullanılan evlere gittiği yönünde tespitler yapıldığı ve soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucunda düzenlenen raporda, davacının … Şube Müdürü olarak, fuhuş suçundan yakalanıp haklarında sınırdışı işlemi yapılacak yabancı uyruklu bayanlar ile ilgili olarak A.O.D. ile yaptığı görüşmede, kadınların evde erkek müşterilerle yakalandığı bilgisini aktararak operasyonun içeriğine dair aktarılmaması gereken bilgileri aktardığı, suç örgütü üyesi A.Y. ile arkadaşlık ilişkisi kurup, yurt dışından getireceği kadının işlemleri ile ilgili olarak yol gösterdiği, A.Y.’nin çok sayıda suç kaydının olduğu, buna rağmen irtibatını kesmeyip kendisi ile buluşarak fuhuş yapılan evlere birkaç kez gittiği, böylece işlenmekte olan suçlara vakıf olmasına rağmen suçluların yakalanması amacıyla gerekli işlemlerin başlatılması girişiminde bulunmadığı, dolayısıyla “bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” suçunu işlediğinin sübuta erdiğinden bahisle meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, bu teklif doğrultusunda tesis edilen davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davacı hakkında, aynı fiil nedeniyle yapılan ceza yargılamasında “…..kamu görevlisinin suçu bildirmemesi….” fiili nedeniyle açılan davada, … Asliye Ceza Mahkemesinin 21.5.2015 tarih ve E:2014/648,K:2015/353 sayılı kararıyla; “…..suça konu eylemler nedeniyle sanık hakkında da soruşturma başlatıldığı ve sanığın da bu soruşturmanın şüphelilerinden birisi olduğu, herhangi bir suç nedeniyle hakkında soruşturma yapılan şüpheliye suçu bildirmemek yükümlülüğünün yüklenemeyeceği ve bu nedenle kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçunun unsurlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, yüklenen eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir.” hükmü kurularak bu suç nedeniyle beraatine karar verilmiştir.

Yukarıda özetlenen adli ve idari soruşturma sürecinde elde edilen deliller değerlendirildiğinde, davacının, sadece suçu bilen veya gören kişi konumunda olmadığı, işlenen suçlara iştirak ettiği, yani suçun faillerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.

Anayasanın yukarıda anılan 38. maddesi gereğince, davacının, kendisini suçlayan bir beyanda bulunmaya zorlanması hukuken mümkün olmadığından, işlediği fiilin, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. maddesinde belirtilen “bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” fiili kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir.

Bu durumda, davacıya, iştirak ettiği, dolayısıyla faillerinden biri olduğu suçlar nedeniyle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü 8/14. maddesi hükmü kapsamında, disiplin cezası verilmesinde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, … 2. İdare Mahkemesinin 1.6.2016 tarih ve E:2015/1071, K:2016/1218 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,20.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.